Sayısız kaya oyma mezarlar; buranın sihri…

KAUNOS

Ama asıl sihir; kentin kuruluşundaki hikayede…

İlk yerleşimin, I.O. 10.Y.Y.’a tarihlendiği bir yer! ‘Muğla’ ilindeyiz. ‘Köyceğiz’ ilçesi burası…

Bir cennet demek lazım ama, bu bile yeterli değil bölgeyi anlatmak için!

‘Kaunos’ antik kenti…

Kaya oyma mezarları ile ünlüdür. Şüphesiz Ege ve Akdeniz havzasında benzerlerini görmek olası! Buradaki yapılaşma bir başka…

Mesela ‘Myra’da farklı görürüz benzerlerini, ama aynı gibidir?

Denizden ve tabi kanallarda sazlıkların içinden nefis bir yolculuk ile gelinir buraya tekne ile! Elbette karadan da görülebilir. Ama ‘Kaunos’ su ile vardır bence!

İlk kez, İngiliz araştırmacı ‘Rd. Hoskyn’ buralardaki gezisinde bir kitabe bulmuş. Coğrafyanın nabzını değiştiren bu yıl, 1840… Araştırmalar neticesinde buranın ‘Kaunos’ olduğuna karar verilmiş.

Antik kentin yaşamı incir tarımına ve tabi hayvancılığa bağlıymış, döneminde! Agora’daki dükkan kalıntıları belki de bunun göstergesi?

Sonrasında deniz ticareti ile ünlenen ‘Kaunos’un agorası, I.O. 4. Y.Y.’a tarihli… ‘Roma’ döneminin sonuna dek kullanılmış. Ticaretin kalbi burası!

Döneminde yaklaşık dört bin kişinin yaşadığı ‘Kaunos’ta, bir özellik, dikkat çekici!

İlk göz merhemi burada yapılmış ve hastalara şifa olmuş. Peki nasıl? Çevrede bulunan tuz havzalarından elde edilen bir çözelti, zamanın gereklerine uygun olarak olası bitkisel çeşitli karışımlarla bir merheme dönüştürülmüş…

Ne farklı hikayeler değil mi?

Ünlü tarihçi ‘Heredot’ onları ‘Karia’lı olarak tanımlamış. Bölgesel anlamda çok doğru… Ancak yerel halk kendini ‘Girit’li sayıyormuş?

‘Girit’ deyince tabi deniz akla gelir. Denizci bir nüfus uzun yıllar boyunca yaşamış burada ve tabi deniz ticareti de hayli önem kazanmış! Ve ‘Kaunos’ limanı, bölgenin özellerinden olmuş!

‘Pers’ istilası ile bir dönem ünlü satrap ‘Maulos’un egemenliğindeki kent, ‘Büyük İskender’in ‘Pers’leri yenmesi sonucu; dönemlerle ‘Rodos’ Krallığının, ‘Pergamon’un ve tabi ki ‘Roma’nın, ‘Bizans’ın kontrolüne geçmiş!

Ünlü ‘Strabon’, ‘Kaunos’ limanının belli zamanlarda kapatıldığına işaret eder. Belki güvenlik amaçlı ya da deniz ticareti ile ilgili?

Kentin ‘mit’ tarihine göz atalım, zaten adı da buradan gelir!

Hükümdar ‘Miletos’un ikiz çocukları olur. Kız ve erkek. ‘Kaunos’ ve ‘Byblis’ adları konur. İkizler büyüdükçe ‘Byblis’ kız olan, ikizi ‘Kaunos’a aşık olur. Zamanla bu durum ortaya çıkar ve hükümdar büyük bir öfke ile ‘Kaunos’un bölgeyi terk etmesini ister!

Ülkeyi terk edip, konar göçer bu topraklarda yaşam sürer ve zamanla bu kenti kurar ‘Kaunos’. Tüm bunlar ünlü ozan ‘Ovidius’un anlatımlarından! Hikayenin devamı da var…

İkizi ‘Kaunos’tan aşkına cevap bulamayan ‘Byblis’ sürekli ağlar. Ve ‘Dalyan’ kanaları bu biçimde oluşur? 

Evet bölge ‘Dalyan’ olarak biliniyor. Bazen ‘Çanakkale Dalyan’ ile de karıştırılır… Orası tabi başka bir sihir… Biz ‘Muğla Dalyan’da sürdürelim gezimizi…

‘Kaunos’ta günümüze gelen yapılar içinde en etkilisi tiyatrodur. ‘Helenistik’ döneme ait yapı, sonrasında ‘Roma’ döneminde yenilenmiş. 5 bin kişi kapasiteli tiyatro, neredeyse sapasağlam karşımızda. ‘Kaunos’ tiyatrosu 33 sıra basamaklıdır… Yarım daire biçimli oluşum, günümüzdeki bulgularla salt teatral gösteriler için kullanılmış.

Yapının ters tarafında, ‘Roma’ hamam kalıntısı ile bir başka tapınak kalıntısı izleri var! Bir bazilika da söz konusu!

Buralar, ‘Ölemez Dağı’nın uzantıları. Civarda, ‘Balıklar’ ve ‘Sivrihisar’ dağları var! Kenti kuranlar bu sırtlardan yararlanmış ama denizle de iç içe olmuşlar.

Limandaki ilk yapılaşma ile ilgili olarak I.O. 5. Y.Y’a işaret edilir!

Tamda bu dönemlerde liman üstü yükseltiler kat kat basamaklar halinde kente katılmış. Sonrasında yamaçlara teraslar yapılıp yükseltili coğrafyanın su ile daha kolay buluşması sağlanmaya çalışılmış.

‘Kaunos’u gezerken kentin her iki ucunda, kuzeyde ve güneyde limanların olduğu yerler belirgin. Yukarıdan bakıldığında durum oldukça net! Buralarda, kısmen sur duvar izlerini de görmek olası.

I.O. 7. ve 5. Y.Y.’lara denk gelen; bazılarına göre daha eski bu yerleşimin, ‘arkaik’ ve ‘erken klasik’ dönemlerinin fotoğraflarını çekiyoruz burada… Buluntular yetersiz ama…

Zor bir coğrafya evet, ama kazıların artması lazım… Bu arada tektonik hareketler ile yer değiştiren bir kara yapısı söz konusu. Kim bilir belki de bazı oluşumlar su altında? Bu da su altı arkeolojisinin konusuna girer ki, oldukça pahalı ve güç bir çalışma!

‘Kaunos’u gündemde tutan oluşum, kaya oyma mezarlardır… Burası Bir ‘Karia’ kenti ama mezarların büyük bölümü ‘Likya’ kökenli mimariye ilişkin… Ama ‘Karia’ ve ‘Likya’ bölgeleri komşudur tarih sahnesinde, şehir devletleri… Yüzyıllar içinde de birleşme diyelim, tek devlet haline gelmişler!

‘Likya’ tipi mezarlarda cephede iki ‘Ion’ tarzı sütun vardır. Üzerinde bir friz ve tabi alınlık…

Dağlara, uzaklara belki de hiç kimsenin gidemeyeceği yerlere inşanın bir sırrı olsa gerek? Bu işçilik pahalı ve değerli. Bu tip yapıların uzaklara yapılmasının temel nedeni yüce tanrılara yakın olmak… Ve ne kadar güç şartlar altında yapılırsa, tanrılar tarafından bu emeğin taltif edileceği düşüncesi?

Bunu, ‘Hristiyan’ yaklaşımında da görürüz. İlginç, ulaşılmaz yerlere yapılan kiliseler, şapeller bugünde dünyanın çeşitli yerlerinde gözlemlenebilir! Temel düşünce budur!

Bir diğer yaklaşım ise, o dönemlerde insanlar kimi inanç sistemlerinde maddi varlıkları ile beraber gömüldükleri için, kötü niyetlilerce buraların talan edilmemesi, gömülerin çalınmaması vs…

‘Kaunos’ ulaşımı için havayolu ile ‘Dalaman’a gelinecek. Oradan aktarma. Özel araç ile geleceklerde,  ‘Köyceğiz’ istikametini kullanacak. Peki denizden gelenler? Onlarda meşhur ‘Delikli Ada’ civarında  uygun biçimde demirleyip botla çıkabilirler antik kente!

Şimdi bu antik kentin en özelinde sıra! ‘Kaunos Aslanı’!

Bu heykel, kentin simgesi ancak yazık ki bu topraklarda değil. Çok uzaklarda, ‘British Museum’da bugün.

‘Osmanlı’nın tarih bilinci olmadığından, bu eşsiz değerde çalınıp götürülmüş!

‘Osmanlı’da tarih cehaleti inanılmazdır… Bu tip eserlerin değeri bilinmediğinden kimi zaman çalınmasına göz yumulmuş, hatta bazen karşılıksız hibe edilmiştir! ‘Kaunos Aslanı’da bunlardan sadece biri!

Kentte antik kazı çalışmaları çok yeni. ‘Ufuk Çörtük’ başkanlığında süregelmiş. İlk çalışmalarda ise 1960’lı yıllarda ‘Baki Öğün’ adını görüyoruz. Sonrasında da ‘Cengiz Işık’… Tabi bunlar çok küçük çalışmalar kente bakınca!

‘Kaunos’ dağınık bir coğrafyada günümüzde… Yerel coğrafi değişimlerde cabası. Bu nedenle ortak bir programla bu dağınık kenti farklı biçimde kazmak lazım. Bu da eşittir para ve emek! Elbette sponsorluklar da şart!

‘Kaunos’u gezmek için sudan ve karadan ulaşım gerçekten sihirli. Kenti iki ayrı sırt gibi düşünün, tabi günümüzdeki buluntularla! Bir taraf alüvyonlarla dolan ve bir deniz niteliğinde olmayan kanallara bakıyor. Kimi taraflar daha açığa bakıyor ama sudan kısmen uzak, yükseltilerde! Kentin ana buluntuları da bu karasal tarafta!

Görülecek kaya oyma mezarların kimisi I.O. 4 Y.Y’a tarihli… Elbette daha yenileri de var!

Burası bir liman kentiymiş. Coğrafyanın şekil değiştirmesi, kenti daha içlere taşımış! O dönemde kent için olumsuz olmuş; zira ticaret limanlarla var. Bu zenginlik yok olmuş’!

İlginçtir; günümüzde turizm anlamında son derece yararlı bu değişim… Açık deniz ile kanalları buluşturan sularda çalışan teknelerin haddi hesabı yok! Belli ki turizme yaramış bu farklılık?

Kentteki ‘Palaestra’nın Anadolu topraklarındaki en eskisi olduğu ve günümüze gelebildiği kadarı ile en sağlam olduğu söylenir, şaşkınlık verici! Burası bir ‘güreş okulu’ aslında ve diğer sportif faaliyetler içinde kullanılmış!

‘Demeter’ herkesçe bilinen bereket tanrıçası.

Ve burada ‘Kaunos’ta ona atfedilen bir yapı var! ‘Thesmophoria’! Ne yazık ki buluntusu az ama çok önemli! Teraslı yapı geleneğindeki kentte, buraya özgün bereket bayramlarında ‘Kaunos’lu kadınlarca ziyaret edilir ve ‘Demeter’ kutsanırmış!

Antik kentin özellerine devam ediyoruz! Ne yazık ki kazılar az olduğundan algılanamayan yapılar, kimi kaideler ve stoa parçaları bulunmuş ancak tarihsel bazda sınıflandırılamıyor!

Kentin akropolü deniz seviyesinde 150 m. civarda yüksekte. Dedik ya yükseltili bir bölge!

Son olarak; ‘Kaunos’ tanrı Kralı ‘Basileus’a dikkat çekelim! Resimsiz bir tasvir, kutsal bir taş!

Tüm bu anlattıklarımız ışığında bu şahane arkeo kentini gezin! Şahane olacak inanın!