İzmir’de, efsanesi ile öne çıkmış!

MORDOĞAN

Yetmiş çeşit mor çiçeği ile ünlü…

Ünlü tarihçi ‘Homeros’, buraya ‘Rüzgarlı Mimas’ demiş! Çok doğru… Bu kıyılar neredeyse her daim eser! Ama bu esinti büyük keyifler getirir. Özellikle o yaz sıcağında! Belki de, son yıllarda buraya yerleşimin artmasının temel sebebi bu?

‘İzmir’e yakınız; ‘Karaburun’ bir adım ötemizde; o nedenle söylediklerimiz çok yerinde…

‘Karaburun’ benim gibi yat kaptanlarının korku ile geçtiği bir yerdir. Denizler fena eser ve o fırtınalarda sığınacak liman sayısı çok azdır! Yine gittim, yine esiyordu… Hep olduğu gibi!

‘Mordoğan’ı anlatacağız…

Burası ‘İzmir’e 80 km. ‘Karaburun’a 20 km. mesafede. ‘İzmir’den minibüs ile ulaşım söz konusu. ‘Foça’ ve ‘Çeşme’den de yerel taşıma unsurları ile gelinebilir! Ancak buraya mümkünse özel aracınız ile gelin; çevreyi keşfetmek ancak bununla mümkün!

I.O. 4.Y.Y.’a ilişkin kuruluş hikayesinde; ilk isim ‘Mimas’! Ancak burası 4 bin yıllık bir tarihi barındırıyor. ‘Kalkeloitik’ dönem; mevcut buluntularda saklı…

Ana yerleşimin; I.O. 12. Y.Y. da, ya da 11.Y.Y.’da olması söz konusu…

Tarih sahnesinde, ‘Hitit’ uygarlığının sona ermesi ile beraber ‘Aka’ güçlerinin egemenliği… ‘Aidya’; o zaman!

Şahane balıklar eşliğinde sofralar kurulur. Nefis zeytinyağlılar ve ‘Ege’ otları ile hayata geçen mezeler bu şölene eşlik eder!

‘Mordoğan’ isminin; döneminde hakim yörük aşireti ‘Emirdoğan’lardan geldiği konuşulur! Ama asıl hikaye başka?

Doğuda muhteşem ‘Ege’, kuzey ve batıda ‘Karaburun’ güneyinde ise ‘Balıklıova’ var!

Burada şahane bir balık mezatı yapılır, her sabah, tıklım tıklım olur!

Karagözler, levrekler, çupralar, istavritler oynaşır! Ve oradaki etkileşim inanılmazdır. Kimi rest sahipleri, bazıları ise yerel tüketici…

Kıyasıya bir pazarlıkla balıklar alıcısını bulur. Diyaloglar bir tiyatro gösterisi gibidir!

Denizler elbette pırıl pırıl. Zaten o nedenle çıkıyor bunca çeşit balık!

Rüzgarlar burayı besler ve bu rüzgarlarla defne ve kekik kokuları gelir burnunuza!
İşte inanılmaz zevk!

Tam karşıda ‘Uzun ada’ var gerçekten uzun ve buraya esen rüzgarları kısmen keser!

İşte bu nedenledir ki;  ‘Mordoğan’ın merkezinden denize girilebilir! Sayısız plaj var. Ve tabi ki diğer üniteler!

Buralarda ‘Türk’lerin ilk egemenliği ‘Çaka bey’ döneminde! 14. veya 15.Y.Y.’da… Devamında ‘Aydınoğulları’nı görüyoruz! 1426 sonrası ise ‘Osmanlı’ hakimiyeti!

‘Mordoğan’ bir trecking merkezi!  Salt yürüyüş tutkunları değil, bisikletçiler ile kısmen motorcular da gelir…

Aracı olanlar; ‘İzmir Çeşme’ otobanından 45 km. sonra ‘Karaburun’ ayrımı sonrası buraya ulaşabilirler! 

‘Ayıbalığı plajı’ belki de buranın en özellerinden, fokların üreme merkezi!

‘Magal’ en farklı koylarından ve bölgenin hemen yandaki ‘Balıklıova’ ile komşu!

Yakınlardaki ‘Kaynarpınar’ köyü; bence çok başka! Ufak bir plajdan denize girmek mümkün; üstelik etraf şık!

‘Mordoğan’dan söz ederken en önemli köyünü atlamayalım! ‘Çatalkaya’! Burası ‘Mordoğan’ı tepeden görür, manzara da şaheserdir!

Bu belde, günübirlikte ziyaret edilir ama kalınırsa daha iyi özümsenir! Yaz aylarında ‘İzmir’ merkezden gemiler sayısız ziyaretçiyi buraya getirir. Akşam dönülür; ama ‘Mordoğan’ acaba yeterince keşfedilmiş olabilir mi? Zira tam da o büyük gemilerin kalktığı limanın hemen yanı başından günlük tur tekneleri, ziyaretçileri etraftaki enfes koylara götürür!

‘Ardıç’, ‘Kocakum’, belki ‘Korsan Plajı’, ya da ‘Yerdibi’ yaşanabilir mesela… Vee; ‘Sulucadere’!

Nergis, enginar ve zeytin… Tan yeri ağarırken işte bu sihirli güzellikler vücut bulur! Çiçek açarlar…

‘Mordoğan’ın en özeli belki de, budur? Görünümü, kokusu, lezzetleri; tartışılmazdır!

Köyün arkalarına doğru hala eski Rum’lardan kalan mimari göz önünde! Bazılarının durumu kötü! Elbette burada da mübadil hikayeleri var! Her ‘Ege’ köyünde ya da kasabasında olduğu gibi… Keşke onlar gitmeseydi, ya da yerlerine gelenler eskiye hürmet etseydi!

‘Mordoğan’da ‘Müesser Aktaş’ Etnografya ve Tarih evi mutlak görülecek! Emeklere sağlık, bölge geçmişi ile ilintili pek çok değere ışık tutuluyor!

Çok güzel köyler var burada. ‘Kösedere’ de örneklerden birisi…

Bu tip köyler, bölgeyi bilmeyenlerin ilgisini çekiyor, bazen onların yürüyüş parkurları haline geliyor! ‘Yenicepınar’da bunlara dahil! ‘Saklıköy’ denen bir yer var; bence bakılmalı!

Ama hangi ‘Ege’ köyü kötü olabilir ki? Günümüzde pek çok turizm firması tarafından ‘Ege’nin keşfedilmeyen köyleri adı altında sayısız tur düzenleniyor buralara!

Şimdi de ‘Tekke’ köye işaret edelim! Burada eski bir Rum Ortodoks Kilise kalıntıları mevcut!

Gelelim buranın özel hikayesine! ‘Nergis’ çiçeği dedik ya, adı buradan geliyor. ‘Narcissus’!

Aşk bu, sınır tanımaz! Gerçek tarihte de, ‘mit’te de sıkça karşımıza çıkar!

Mitolojide;  Irmak perisi ‘Nana’, pınarda yıkanıp, ağaçların gölgesinde yatarmış. Her zaman güzel bir oğlan çocuğu olmasını isteyen bakire ‘Nana’nın bu isteği; tanrılar tarafından kabul görmüş ve bir erkek çocuk doğurmuş! Adı ‘Narcissus’ olmuş!

Zaman içinde ‘Narcissus’ büyümüş, yakışıklı bir delikanlı olmuş!  

Sonrasında, ‘Tanrı Zeus’un kendisini bir orman perisiyle aldattığını öğrenen ‘Hera’, çok öfkelenmiş etraftakilere saldırmış! Herkes kaçmış bir tek ‘Echo’ kalmış, orada!

‘Hera’ bu güzel periyi görür görmez cezalandırmış! ‘Echo’, olayla ilgili derdini anlatamamış bir türlü?

Sonrasında bir gün ormanda gezinen ‘Echo’ yakışıklı ‘Narcissus’u görmüş ve aşık olmuş!  Onunla konuşmak istemiş ama olmamış!

Gel zaman git zaman o’na aşık kızlardan biri, ‘Narcissus’u tanrılara şikayet etmiş ve cezalandırılmasını istemiş! Mit bu ya; tanrılar, ‘Başkalarını sevmeyen, kendini sevsin’’ diye hüküm vermiş!

‘Narcissus’, bir gün bir pınarın yansımasında gördüğü kendi siluetine aşık olmuş…

Pınarın başında sürekli kendini seyreden ‘Narcissus’ zamanla hastalanmış ve ölmüş!

‘Echo’ o pınara geldiğinde, ‘Narcissus’ un ölü vücudunun yerinde güzeller güzeli bir çiçek görmüş!

Vee; ‘Echo’ son olarak o çiçeğin başında ağlarken görülmüş? Ya kaybolmuş, veya o’da ölmüş?

‘Mordoğan’ın kırlarında ‘nergis’ olarak yaşayan ‘Narcissus’, tıp biliminde kendini beğenmişlik hastalığı olarak adlandırılan ‘narsizme’de ismini vermiş! 

Mitolojik hikayelerden gerçeğe… Ege’nin özel bir noktasıdır Mordoğan!

‘Karaburun’ veya ‘Çeşme’ civarına gelecekler mutlaka bu güzelliği görmeli! Elbette özel araç ile gelenler şanslı!

Yukarıda anlattığımız özel köyler için araba şart! Yazın elbette çok sıcak ve kalabalık. Belki sonbahar ya da ilkbahar? Bölge genelde eser o nedenle çok sıcaklarda da kısmen rahattır. Denizden gelecekler dediklerime kulak versin; bu arada tekne bağlama da bir sorun? Hem de büyük sorun?

Elbette burada da şahane balıklar yenir, zeytinyağlılar ve içkiler buna eşlik eder. Merkezdeki sabah yapılan balık mezatını kaçıranlar üzülmesin! Burası gerçekten çok özel bir liman, hemen her daim özel deniz ürünleri bulunabilir! Ya da enfes lezzetler restlerde, miğde ile buluşabilir?

Merkezde üç beş çok kaliteli lokanta var ve mezeler de deniz ürünleri de gerçekten iyi yapılıp servis ediliyor!

Konaklama ile ilgili çok sorun olmaz! İşletmeler az ama ziyaretçilere cevap verebiliyor! Yine de önceden tedbir alın; özellikle yüksek sezonda!

Burası aslında bir emekliler cenneti!

‘Mordoğan’ ‘Ege’de belki de en az bilinenlerinden? Eşsiz coğrafyası ile bilinmeyi hak ediyor ama! Ve tabi lezzetleri ile de!

Kimi zaman az bilinen yerler önemlidir. Orayı aslında hak edenler bilir ve yaşatır!

‘Mordoğan’da böylesi bir  yer! Burayı hak  edenler yaşamalı!