Ege’de neredeyse hiç bilinmez! Çok küçük bir ada burası…

PSERIMOS…

Emekliler nasıl yaşıyor acaba?

‘Pserimos’ diye bir ada var; ‘Ege’de! Acaba kaç kişi biliyor?

‘Keçi adası’ da denir ama bazen isim karışır! Bu coğrafyada başka bir ‘Yunan’ adası için de ‘Keçi adası’ dendiği rivayet?

‘Pserimos’, ‘Yunanca’ ismi adanın!

Geçmişte ‘Keçi adası’ da denmiş bir dönem; olası Osmanlı ve sonrasında, ‘Lozan Antlaşması’ ile; özellikle deniz sınırlarının çizildiği ve ‘Ege’de ada paylaşımının olduğu dönemler?

Bu denizlerde çok az insan bilir burayı! ‘Kalimnos’ ile ‘Kos’ arasında bir minicik kara parçası!

‘Turgutreis’in hemen karşısında! Şahane bir plajın sarmaladığı minik bir ‘Yunan adası’!

Biz yine özelimiz ‘Bodrum’dan yola çıkalım!

‘Pserimos’, sekiz km. kadar güneybatısına düşer bizim ana karanın!

İki üç lokantanın, bir iki hediyelik eşya satıcısının olduğu minik çarşı; buradaki yaşamın sanki başka bir coğrafyada olduğunuz gibi bir his uyandırıyor!

Ada nüfusu kışın toplamda 120 kişi civarında.

‘Kos’ kalkışlı teknelerin yazın uğrak yeri olması artı tabi. Yalnız bu süre yaklaşık altı ay! Bazen daha da az!

Yaz tekne turizmi;  ‘Mayıs’dan başlar ve devamında ‘Ekim’de sonlanır!

Peki sonrasında yaşam nasıl sürer bu adada acaba?

‘Pserimos’ coğrafyası ile ilginç!

Ülkemizden yol alan yatlar, bazen kış mevsimi olsa da, buralara gelirler! Acaba neden? Bence kafa dinlemeye…   

Farklı lezzetlerle karnınızı doyurun! Çok keyifli olabilir?

Mutfak klasik olarak elbette ‘Yunan’!

Salatalara, ‘uzo’lar eşlik eder, eğer isterseniz de, ızgaralar ve şaraplar!

Tabi kimileri ‘retsina’ tercih edebilir! Aman dikkat, tüm bu anlattıklarım yüksek sezon için geçerli! Yani yaz ayları!

Kışın tekneleri ile gidecekler ise; tüm ihtiyaçlarını yanlarında götürmeli!

Hediyelik alacaksanız çokta seçenek bulamayacaksınız!

Zaten dükkan adedi bir elin parmakları kadar. Ama daha da önemlisi, çeşit son derece az!

Düşünüyor insan; böyle minicik bir adada ve üstelik yılın belli zamanlarında ziyaretçi ağırlanmasına karşın az da olsa bu hediyelikler nasıl yapılıyor! Nasıl pazarlanıyor ve adaya katma değer sağlıyor?

‘Pserimos’, yazları günübirlik ziyaretçileri ağırlar!

Belki bundan sonra tabi talepler doğrultusunda bu minik ada da; apartlar küçük  oteller açılır? Ve kısa süreli olsa da konaklamalar gerçekleştirilir? Tabi bunun için alt yapı çalışmaları lazım! Su ve elektrik tedariki! Bence en önemlisi de fosseptik sorunu! Zira adayı çevreleyen bu masmavi sular asla kirlenmemeli!

Yazın dışında, kışında tam kafa dinleme mekanları olabilir; bu adada! Belki zamanla!

Çünkü bu bakir ada; roman yazmaya, film çekmeye veya hiçbir şey yapmadan yaşamaya son derece uygun!

Sadece tekne sahibi olanlar gidiyor genelde; ne şans!

Yaz döneminde ‘Kos’ kalkışlı günlük turlarda buraya mutlak uğranır! Ancak zaman yetmez ‘Pserimos’u keşfetmek adına!

Tur tekneleri genel de öğle saatlerinde yemek molasını burada verirler ve yemek curcunası ile kaynar gider bu güzellik! Oysa çok kısa bir zaman diliminde ada keşfedilebilir! Ama yemekten feragat edilecek! Zira buradaki mola çok kısıtlı…

Ada, Türk topraklarına çok yakın!

 Özellikle ‘Kos’ için çok özel!

Eski kaynaklarda ‘Kappari’ adası olarak da isimlendirilmiş!

O meşhur ‘Lozan Antlaşması’ ile gündeme gelen ‘On iki adalar’ içinde yer almakta!

‘Pserimos’, yakındaki ‘Kalymnos’ adası yönetimi altında. ‘Kos’a çok yakın olsa da ‘Kalymnos’a tabi günümüzde!

Deniz üzerinde tek sırada her şey var! Masmavi sularda;
 ‘hadi gel atla ‘diyen denizler var burada!

Bembeyaz birkaç ev süslüyor arada kalanları!
Şahane kumlar, adanın tek plajında teknelerin demir attığı kısıtlı bir coğrafya da izlenir! Ancak nasıl bir kum bu? Bembeyaz küçük taneli ve çıplak ayakla içine girildiğinde sizi aşağılara çekecek gibi! İşte böyle bir his uyandırır!

Ada’da gelgitler neticesinde, yarım ay şeklinde oluşan tek bir liman var!

Bir taraftan diğer yana dönerken, suyun içinde yürümek zorunda kalabilirsiniz! Sebebi; yükselen su ile tabi kumun yapısı! Limanın özelliği!

Bu dediğim elbette deniz yükseldiğinde, yani med’de! Genelde yaz aylarında ‘Pserimos’a gidildiğinden karşılaşılacak durum bu olacaktır!

Ada, anakaradan uzakta! Kos’tan yani… Ama Türkiye sularına yakın!

Yaklaşık 15 dönümlük bir yerleşim; ‘Pserimos’! Ege’deki pek çok ada gibi bu manada küçük bir oluşum!

‘Yunan’lılar dinlerine düşkündür! Bu minik yerleşimde dahi, küçük ölçeklerde bir kilise yapabilmişler!

Peki en leziz balıklar, şahane mezeler, kabuklular, zeytinyağlılar tabi devamında da retsinalar, uzolar, hatta rakılar nasıl oluyor da bu küçük adada çok farklı kitlelerle buluşuyor?

Tabi ki turizmin etkisi ile, yerel Türklerin teması ve global dünyadaki oluşumlar!

Böylesi bir adada yılın on iki ayı yaşamak isteyenler için; her şeyden el etek çekmek, geleceği çok fazla düşünmemek, yalnız olmak ya da dostlarla bulunmak olguları ön planda olmalı?

Ancak mevsimsel görüşmek, kafa dinlemek resim yapmak, roman yazmak gibi sosyal yaşamda sayıları çok az da olsa bakkal hediyelik eşya satanla bir olmak gibi. Kışın bunları da bulmak zor! Acaba hangi saate ışıklar sönüyor!

Gerçekten çok başka bir coğrafya!

Hiç düşündünüz mü bu kadar minik bir yerleşimde kavga edip küsmeyi? O minicik yolda geçerken selam vermemeyi! Olmaz bu!

Kışın o tek yoldan hep beraber geçilecek. Yazın da aynı denize girilecek! Başka şans yok! Küçük yerlerde yaşamın belli kuralları vardır! O kurallar burada çok daha kesin uygulanmalı!

Diğer yandan bakınca; ‘Ege’nin kucağındasın ama her olanaktan yoksun!

Kışın neredeyse kimse uğramıyor. Yiyecek bulmak sorunlu! Su ayrıca bir mesele! Ama asıl; bence güneş battıktan sonra ne yapılabilir bu adada; karanlıkta!

Kışlar Ege’de de uzundur.

Mesela herkes evine mi çekilir; evinde ne yapar? Neredeyse hiçbir iletişim aracı çalışmaz burada! Elektrik bile olmayabilir geceleri!

O zaman biraz daha fazla düşünmeli!

Lezzetsiz olmaz ki ‘Yunan’! Kısıtlı da olsa burada da var!

Takdir edilmeli; böyle bir adada çok çeşitli olmasa da mezeler ikram edilir!

Balıklar pişirilir, şaraplar içilir…

Aslında turizm işte bu! ‘Yunan’ halkı bunu çok iyi biliyor. Hem ana karada hem de adalarda!

Kısaca çok özel bir ada ‘Pserimos’!

Herkes yaşayabilir mi, bence hayır! Ama herkes ziyaret etmeli mi? Kesinlikle evet! Hatta yaz döneminde bence bir kaç gün kalmalı! Teknesi ile gelenler için sorun yok! Ama bağımsız olarak gelip kalmak isteyenler için sorun var! Yine de düşünmeli!