İKİ DENİZİN BULUŞTUĞU YER

 KNIDOS

KARIA’nın en önemli kentlerinden…

Ege ile Akdeniz’i ayıran ya da birleştiren diyelim, çok özel bir coğrafya!

Denizden tekne ile gelirseniz de, ya da karadan; aynı sihir bekliyor sizi…

‘Knidos’ antik kenti anlatmakla bitmez.

Çok buluntuya sahip değil yazık ki! Kazılar sürüyor ama yavaş ilerliyor. Umarım kısa zamanda büyük yol alınır. Ama konum; olağanüstü…

Buraya tekne ile de geldim, karadan oto ile de…

‘Antalya’ yönünden denizden gelenleri karşılayan liman, günümüzde ‘Knidos’ ana limanıdır. ‘Boy’undan geçerek, ilerleyince; ‘sancağınızda’ denize oldukça yakın ‘Küçük Tiyatro’yu göreceksiniz! Kentte bir de büyük tiyatro varmış ama günümüzde izleri yok?

Karadan gelenler de; eşsiz limanı sol tarafta görüp, araçlarını büyükçe otoparka bırakacaklar. Her iki açıdan da ilk görsel; ‘Küçük Tiyatro’dur.

Tekne ile gelenlere bağlama hizmeti verilir. Ya da uygun yerlerde tek demirde alargada döner, botla da çıkabilirsiniz antik kente.

Burası ‘Datça’ya çok yakın.

Eğer teknede değilseniz konaklama anlamında sayısız seçenek var; ‘Datça’ da.

Gelelim doğru mevsime. Bölge malum yazın çok sıcak. Antik kent içinde gölgelik bir alan yok!

Yüksek sezonda gelenler için sıcaklık ciddi bir problem. Benim önerim ilkbahar ve sonbahar, burayı ziyaret için! O zamanda yağmurlara dikkat! Yok illa yazın gezecekseniz, gözlük ve şapka dışında şemsiye de gerekebilir?

‘Knidos’ antik kent girişinin hemen arkasında iki cafe var. İçeceklerinizi buradan temin edip kente girin derim! Çıkışta da buralarda eşsiz maviliklere karşı bir dinlenme anı yaşayın! Manzara enfes… Ana limana bakar burası. Sayısız tekne, insan denizle buluşur!

Şimdi bir özellikten söz edeceğiz. Ana karaya arkanızı döndüğünüzde solda ve sağda iki ayrı liman görülecek. Karşı kayalık aslında bir adaymış döneminde. Ve o zamanki tekniklerle, insan gücü ile karaya bir bağlantı sağlanmış. Ve bir yarımadaya dönüştürülmüş. Peki neden? Farklı sebepler var! Öncelikle burası bir deniz ticaret kenti olduğundan, hava hangi taraftan eserse essin limana girecek teknelerin güvenliği için bazen soldakine bazen sağdaki limana yönlendirme durumu?

Ve diğer bir ayrıntı! Savaş dönemlerinde ticari tekneler ile savaşan teknelerin ayrı ayrı limanlarda konumlanması gerçeği…

Deniz her iki limanda da billur gibidir. Masmavi…

Sayısız turist çeken ‘Knidos’ hem denizcilerin hem karacıların gözdesi!

Antik kente neredeyse tam ortasından gireceksiniz. Sağ ve sol yanda yerleşim kalıntıları var. İlkin sol yana, şu anda az kullanılan küçük teknelerin bağlı olduğu ikinci liman tarafına yönlenin!

Ancak kente dair daha özel kalıntılar tam ters tarafta sağ yanda ve yukarılarda daha yoğundur. ‘Akropol’ de bu tarafta; tabi kalanlar ile!

Fakat küçük limanın girişi çok özeldir. Hala tarihten parçaları yansıtır. Oysa diğerinde, büyük limanda bu yok! O nedenle küçük limanı iyice özümseyin! Saatlerce bu turkuaz sular izlenebilir. Gerçekten muhteşemdir burası; antik limanın giriş kalıntıları ile!

Dönemlere ilişkin bilgileri vereceğiz!  

‘Roma İmparatorluğu’ sonrası ‘Bizans İmparatorluğu’ döneminde, ‘Knidos’ta yedi farklı kiliseden söz edilir! Buluntular son derece az. Bir tanesi ise bu alana yakın!

Kentin sur duvarlarından da çok azı günümüze gelebilmiş.  

Kısmen yükseltili bir arazide konuşlandırılan ‘Knidos’ta dikkat çeken öğe; zamanla değişen koşullar ile farklılaşan teraslar!

Özellikle ‘Dionysos’ tapınağının bulunduğu teras önemli!

 

Şarap tanrısı ‘Dionysos’a adanan tapınakları pek çok antik kentte görürüz! Buradaki tapınaktan günümüze pek bir şey kalmamış! Ama yine de şarap tanrısı, bulunduğu her kente ışık olmuştur!

‘Knidos’ta, setler üzerinde konumlanmış yaklaşık 10 m. genişlikte, doğu batı yönünde inşa edilen dört ana caddenin kent mimarisini şekillendirdiği söylenir! Kimi zaman yükseltili yollar, bazen de merdivenler yardımı ile birbirine bağlanan ve kısmen dar ara yollarla biçimlenen bir kent planı!

Buradaki en önemli yapı, klasik olarak ‘Afrodit’ tapınağı… Günümüzde sadece kaide parçaları görülebilir! Döneminde yuvarlak planlı inşa edilen yapı, 17 m. çapındaymış! İlginç olan; her iki limanında bulunduğu açıdan görülmesi…

Klasik bir ‘Karia’ kenti olan ‘Knidos’, önemli sanatçıların ve bilim insanlarının ev sahibi olmuş! ‘Sostratus’, ‘İskenderiye Feneri’nin mimarı burada yaşamış! Tıp uzmanı ‘Euryphon’da… Tarih sahnesindeki en önemli matematikçi ve astronomi uzmanı, ‘Eudokxus’… Vee; bir ressam ‘Polygnotos’! Hepsi de ‘Knidos’ yaşamını tatmışlar!

Kente ilişkin ilk etütlerde 1800’lerin ortalarında, ‘Robert Murdoch Smith’ ile ‘C.Thomas’ isimlerine rastlıyoruz! Bu; sadece tespit amaçlı bir yaklaşım gibi gözüküyor?

Yüz yıl kadar sonra ‘C.I Love’ başkanlığında bir çalışma var. Teknolojinin gelişimi ile beraber ‘Helen’ ve ‘Roma’ uygarlığına ilişkin bulgulara rastlanmış ve yayınlanmış…

Çok sonra; 1980’lerin sonunda ‘Ramazan Özgün’ başkanlığında bir çalışma yapılmış! Son yıllarda ise ‘Ertekin Mustafa Doksanaltı’ başkanlığında kısmi kazılar devam etmiş.

‘Knidos’ yükseltili bir yerleşim ve en tepesinde ‘Apollon’a adanan bir tapınaktan söz edilir. Önemli;  ama daha önemlisi var, güneş saati.

Bazı antik kentlerde karşımız çıkar! Gölgeler, düşeydeki bir platformda zamana göre hareket ettiğinden (zaman/ gölge açmazı) bir çeşit saat olgusu, günü tanımlama, ya da zamanı bir biçimde kestirme diyelim! Burada da var!

Denize yakın ‘Küçük Tiyatro’nun hemen üzerinde bir tapınak yapısı görülür. Mimarı ‘Sostratus’. Yine aynı ustanın, I.O 3. Y.Y.’da inşa ettiği stoa da kısmen görülebilir. Güneye odaklı yaklaşık 5×4’lük minik odalar, 16 m. en ve 113 m. boy ebadındaki yapıyı şekillendirmiş.

‘Pembe Tapınak’; tabi ki yanlış bir deyim! Gri ve pembe renkli kireç taşından inşa edilmiş!

‘Dor’ düzenli bu tapınak, I.O. 2.Y.Y.’a tarihli. Burada bir kilise kalıntısı var, olası eski ile yeni yapı harmanlanmış?

Erken ‘Bizans’a yönlenen yapının; ana unsurunun ‘Apollon Kanrnios’a adandığı söylemleri var!

Kent; I.O. 4 Y.Y.’da bugünkü yerine taşınmış. Önceki kurulumda, hemen yakında?  Olası deniz ticareti gelişmeleri veya savunma güvenliği, bu taşınmanın nedeni?

‘Knidos’ta sağlıklı bir ‘nekropol’ görülemiyor! Oysa bu bu tip ‘Karia’ kentlerinde ölülerin gömüldüğü alanlar özeldir!

Diğer yandan; ‘Bluterion’ kent temsilcileri vasıtası ile karar organıdır, buna ilişkin bazı kalıntılara rastlanmış! Ya da küçük konser ve söyleşilerin yaşandığı ‘Odeon’!

Kimi kentlerde bazen bu yapı her iki hizmete de yöneliktir. ‘Knidos’ta bunları tam olarak göremiyoruz.

Dedik ya; buraya en yakın merkez ‘Datça’. 

Farklı kentlerden havayolu ile ulaşım ise, ancak ‘Dalaman’dan. Oradan oto kiralayarak buraya gelinebilir? Tekne ile Marmaris’ten gelenler de denizden buraya ulaşabilir.

‘Knidos’ denizden bir başka görünür; karadan bir başka!