Müthiş bir antik kent; kimse bilmiyor…

ANAVARZA…

Çukurova’nın özeli…

‘Çukurova’; ülkemizin en sihirli noktalarından…

Dümdüz bu coğrafya, bereketi ile ünlü! İşte o nedenle de sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış. ‘Ceyhan’ ve kısmen ‘Seyhan’ nehrinin beslediği bu topraklardaki verim, yerleşik tarıma yönelen pek çok medeniyetin ilgisini çekmiş. Ve tabi bununla beraber güç savaşları, siyasal birleşimler, düşmanlıklar buralarda her daim olmuş…

 ‘Çukurova’nın en özellerinden ‘Anavarza’yı anlatacağız.

O klasik ‘Çukurova’ coğrafyasının bu bölümünde az görülen, kısmi yükseltili bir yapıda inşa edilen oldukça büyük bir yerleşim…

‘Unesco’ dünya geçici miras listesinde bulunan kent; buraların düzlük yerleşimlerine inat edercesine devasa kaya kütleleri üzerinde ihtişamını sürdürmüş bugünlere değin…

Kimi zaman, seviyeden 200 metre yükseltiye ulaşan devasa kaya oluşumlarında, kısmen görülen kale yapıları; döneminde buranın tam bir efsane kent olduğunu kanıtlar nitelikte! Belki de bundan dolayı ‘Anavarza’ denmiş.

Kent isminin, eski ‘Farsça’da ‘Na-Barza’ yenilmez şehir anlamına geldiği söyleniyor.

Tarihsel bilgiler kısıtlı olsa da, buranın zaman içinde ANAZARBOS, AYNIZ ARBA, ANAZARBUS, ANAZARBA gibi isimlendirildiği söyleniyor!

Kent, 1300 hektarlık alanda surlarla çevrili bir yapıymış. O günlerden günümüze kalanlar ne yazık ki çok az. Döneminde yirmi burç ile korunan, yaklaşık bin beş yüz metreye ulaşan surlarla kentin korunduğu bilgisi var!

Burası ‘Adana’ ilimizin ‘Kozan’ ilçesinin 28 km. kadar güneyinde. ‘Dilekkaya köyü’ civarında!

‘Kadirli’, ‘Ceyhan’ ve ‘Kozan’ ilçelerinin kesiştiği bir noktada!

 ‘Adana’ ilimizin 70 km. kadar kuzey doğusunda!

Günümüzde tüm görkemi ile neredeyse ayakta olan ‘Anavarza Zafer Kapısı’ son derece özel!

24,5 m. genişlik ve 10,5 m. yükseklik ile ‘Roma İmparatorluğu’nda en özel anıtsal kent kapılarından birisi!

3 kemer, 8 ayağın üstünde yükselmiş; 6 sütun da bu oluşuma destek vermiş…

‘Zafer Takı’ ya da kapısı deniyor; halkın kullanması yasak! Sadece imparatorluk yetkilileri kullanıyor burayı; döneminde…

Peki neden?

Çünkü, zaferleri onlar kazanıyor!
Buraya bir nokta koyalım… Kazanılan zaferlerde halkın hiç mi payı yok? İşte burası düşündürücü?

Kentte hala ayakta olan, sadece halkın kullanabildiği giriş çıkış kapıları da söz konusu.

‘Adana Müze Müdürlüğü’ tarafından organize edilen, ‘Çukurova Üniversitesi’ öğretim üyesi ‘Fatih Gülşen’ tarafından yürütülmüş kazı çalışmalarında büyük kitlelere ulaşılamamış! Çalışmalar sürüyor ama…

Ne yazık ki depremler bölgede çok fazla ve bu çabayı aksatıyor!

Kent ile ilgili ‘Roma İmparatorluğu’ hakimiyeti öncesine ilişkin bilgiler kısıtlı! 

I.O. 1.Y.Y.’da ‘Roma’lıların ele geçirdiği bir kent burası!

Bilgiler az olsa da buradaki yerel bir yöneticiye emanet etmişler kenti!  TARKOM DI MOTOSA… Çok bilgi yok buna dair!

O dönemlerde; 100 bin ‘Romalı’nın burada yaşadığı bilgisi var! Düşündürücü!

I.S. 3.Y.Y.’da ‘Metropolis’ ünvanını alan ‘Anavarza’, çok sonraları ‘Bizans’ın Kars ve civarında fethettiği topraklardan getirilen ‘Ermeniler’le iskan edilmiş!

‘Zafer takı’ sonrasında kente ilk girilen yol duble! Böylesi; tarihin o dönemi için çok özel; zira benzeri yok…

Yol; ikili geliş ve gidişli… 34 m. en ve yaklaşık 2,5 km. uzunluğa sahip bir yapı! Dönemi için, en görkemli duble yol!

Çevresinde de kentin alış veriş merkezi varmış, meydanı ile… Yani Agora!  Ne yazık ki çok az buluntu ile günümüzde… Belki ilerleyen kazı çalışmaları ile çok daha fazla buluntu günümüz insanlığı ile buluşur?

‘Roma’ döneminde yazdığı DEMAERIA MEDICA ile ün yapan DIOSKURIDES son derece önemli bir tıp adamı! Bir farmokolog!

Eseri beş cilt olarak tarihsel kaynaklarda kayıt altında! Vee; bu ünlü bilim insanı ‘Anavarza’da yaşamış!  Kentin tanınır olmasında katkıları büyük! Bugün bile çokça biliniyor!

‘Anavarza’da bulunan eserler arasında sağlık tanrısı ‘Asklepion’un altı kızından biri olan HYGIEIA’nın parçalı heykeli de envanterlerde!

Baş kısmı olmasa da, 1.70 m. ebadında olduğu düşünülüyor! İlginç…

Keza bulunanların arasında ‘Eros’ heykeli de var. Yaklaşık olarak I.S. 3. veya 4. Y.Y.’a tarihleniyor!

‘Anavarza’ tarihi için, ‘Roma İmparatorluğu’ sonrası ‘Bizans’ döneminde yaşamın sürdüğü, devamında ‘Arap’ ve ‘Ermeni’ hakimiyeti söz konusu…

Sonrasın da beylikler dönemi ve ‘Osmanlı İmparatorluğu’…

Kentin tarihsel geçmişi ile alakalı olarak I.O. 5.Y.Y.’ı işaret edenler var! Kimi farklı kaynaklarda ise yedi bin beş yüz yıllık bir geçmişten söz ediliyor?

‘Roma İmparatorluğu’ döneminde işgal sonrası yaklaşık olarak iki asır boyunca bu kentten gelen sağlıklı bir bilgi yok!

Bu dönemde ‘Kilikya’da başkent ‘Tarsus’;  orası her daim ön planda!

226’larda ‘Sasaniler’in egemenliğine not düşülmüş!

‘Roma’ya geçiş sonrasında 525’lerde kent büyük bir depremle yerle bir olmuş! ‘İmparator Justinianus’un önemli destekleri ile ‘Anavarza’ yeniden ayağa kaldırılmış!

İşte bundan dolayı da kent o dönemlerde ‘Justinianuspoli’ olarak da adlandırılmış!

800’lere doğru, ‘Abbasi Halifesi’ ‘Harun Al Rashid’, bu kenti adeta yeniden inşa ettirmiş!

Kent için en özel yapılardan biri de, günümüzde de izlenen, yirmi burçlu yaklaşık bir buçuk kilometre uzunluğundaki sur yapıları… Bu bölümü uzaktan fotoğraflamak ayrı güzel; peki yakınından… İşte o muhteşem!

I.O. 5 binlerde bu coğrafyada yaşam söz konusu! Peki kanıtı ne? Bulunan taş baltalar!

Antik kentte kazı faaliyetleri daha kapsamlı biçimde devam etse kim bilir tarihsel anlamda ne eserler bulunacak ve ‘Anavarza’nın geçmişine ilişkin çok daha fazla bilgiye ulaşılacak. Burası gerçekten büyük ve dağınık bir kent ve günümüz olanakları ile belki de bu bilgilere ulaşmamamız yıllar yıllar alacak!

Kent ile ilişkin THETYS mozaiği de önemli! Deniz tanrıçası, burası ile özleştirilmiş!

Kısaca ‘Anavarza’ ne yazık ki çok bilinmeyen ama pek çok tarihi barındıran bir özel antik kent! Tarih severler burayı mutlak ziyaret etmeli ve çok daha geniş kitlelere duyurulması adına çaba sarfetmeli… Tüm buluntulara ulaşılır ise; dönem sonunda ‘Efes’ antik kentinden beş kat daha büyük bir yerleşime tanık olacağımız söyleniyor!

Bu özel coğrafyanın ve tabi bu antik yerleşimin yurt içi yurt dışı kitlelere ulaştırılması; arkeolojik dünyamıza hem de turistik yapımıza katkı sağlayacağı aşikar!