Uzunca bir yoldan yürüyerek ulaşılacak ana kent oluşumuna!
Kale yukarıda ama her açısı önemli… Mesela güney tarafındaki eteklerinde var olan bir ‘propylon’ kalıntısı, kale ile ilgili bilgileri farklı bir yöne götürüyor!
Metrelerce yüksekte ‘Kastabala’nın kalesi ile buluşuruz! Mevsimsel koşullara göre, zamana direnen bir yerleşim burası.
Haşmetinden pekte yitirmemiş; günümüze gelene dek!
Antik kentin bugün dahi kullanılan tiyatrosu özel! Yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan cavea bileşenleri yetersiz! Yine de tiyatro ile ilişkili bir düşüncenin oluşması sağlanıyor! Tiyatro geçmişte olduğu gibi bugünde yaşatılmaya çalışılmış!
2009 yılı kazı çalışmaları; sahne binasının dikdörtgen planlı olduğunu, tek katlı, iki nişli, sütunlu bir cephe mimarisine sahip olduğunu ortaya koymuş! Buraya ait mask kabartmalı zengin bezemeli friz bloklarının, I.S. 2.Y.Y.’a tarihlendiği düşünülüyor?
Burası küçük bir tiyatro antik kent’e ilişkin; olası minik gösterilerin yapıldığı yer!
Vadinin Kuzey yamacına dayalı cavea iki katlı! Diazoma çok geniş değil! Oturma basamaklarının yapımında yerel kalker taş bloklar kullanılmış!
Genel manada tiyatro ‘Helenistik’ dönem izlerini taşımakta!
Bazen karşımıza çıkar; odeon ve bluterion olmaz kentlerde! Elbette küçük yerleşimlerde! O zaman tiyatro, hem odeon’dur bazen de bluterion!
Yani bu ne demek? Bir küçücük yapı hem eğlendirmek için konserlere, tiyatro gösterilerine ev sahipliği yapar. Ama aynı zamanda kentin geleceğine ilişkin kararların alındığı bir meclis olur! İşte bu gerçekten çok özeldir!
I.O. 5’inci Y.Y.’a tarihlenme durumu söz konusu ‘Kastabala’nın!
I.S. 1’inci ve 2.Y.Y. arası özel! En azından günümüzdeki bilgiler, bunu söylüyor!
Antik kenti gezerken; zaten görülecek, ortaya çıkarılabilen eserler birbirinden çok farklı mesafelerde! O nedenle; hele bizim gibi üç kamera ile çekim yapan ekipler için ‘Kastabala’ ziyareti hayli yorucu! Buraları gezmek adına özellikle ‘Adana’ ve civarının yaz aylarının sıcağını düşünürsek geçin bu tarihleri, baharlarda gezmeye çalışın… Yaz sıcakları pek fena…
Yanarsınız yoksa; demek istemiyorum?
Hatta saat olarak da akşama doğru buraya gelmeniz önerilir?
I.S. 4. ve 6’ncı Y.Y.’lar bu antik kent için önemli! Başka unsurları ile?
Veee; I.S. 13 ile 15. Y.Y.’ a tarihlenen buluntuların, bilgilerin varlığı; ‘Kastabala’ ve bölge arkeolojisine dair eksik bilgileri tamamlayıcı nitelikte! Yine de, çok daha araştırmaya ihtiyaç var!
Antik ‘Kilikya Bölgesi’nin önemli kentlerinden olan ‘Kastabala’; günümüzde ‘Kesmeburun’, ‘Bahçe’ ve ‘Kazmaca’ köylerinin ortasında…
‘Ceyhan Nehri’nin yakınlarında küçük bir ovaya hâkim konumda!
Bugüne kadar yapılan araştırmalar; kentin sınırlarının güneyde ‘Ceyhan Nehri’, kuzeyde ‘Karatepe’, batıda ‘Kırmıtlı’ arasında geniş bir araziyi kapsadığını ortaya çıkarmış!
İlk kez 1875’de E.J. Davis’in burayı tanımladığı bilgisi var!
I.S. 4.Y.Y.’da yapılmış bir sur ile çevrili kent merkezindeki yapılar; kalenin bulunduğu tepenin iki yönünde, vadinin kuzey ve doğu yamaçlarına yayılmış!
‘Kastabala’, ‘Artemis-Perasia’nin kült merkezi… Antik kaynaklarda buna ilişkin bilgilere ulaşmak olası. Özellikle son yıllarda yapılan kazılarda kült merkezinin varlığını ortaya koyacak önemli bilimsel veriler ele geçmiş!
Burayı, ‘Hierapolis’ adıyla da biliyoruz! Evet, bu isim tanıdık geldi…
‘Seleukos Krallarından IV. Antiochos Epiphanes’in egemenliği döneminde basılan kent sikkelerinde bu isim görülür? Kuşkusuz, ‘Hierapolis’ başka yerleşimlerde de karşımıza çıkan bir isim?
‘IV. Antiochos’, çevrede uzun yıllar gündemde kalan Tanrıça ‘Artemis Perasia’dan dolayı; kutsal şehir anlamındaki, ‘Hierapolis’ adı ile anılmasını istemiş burayı…
Kentin çok özel kazılara daha ihtiyacı var! Coğrafya gerçekten farklı ve yükseltili bir arazi yapısına sahip! Zaman içinde, çok ciddi kazılarla kente ilişkin bilgilerin doğruluğu kanıtlanabilir ve çok daha önemlisi farklı bilgilere ulaşılabilir?
Bu gibi alanlarda metrelerce farklı konumlarda kazı yapmak gerçekten zordur. Dahası ciddi bir maliyet gerektirir… İşte bu da sponsor ya da sponsorları gerektirir… Kamu bütçesi ile bu tip çalışmaları yapmak neredeyse imkansızdır!
Umarım, ‘Kastabala’ için kazı çalışmalarına destek verecek kuruluşlara ulaşılır ve destek sağlanır?
‘Kastabala’ bir yamaca oturtulmuş ızgara planlı bir yerleşke görünümde… Engebeli arazinin bazı kesimlerinde çeşitli mezar buluntularına işaret ediliyor!
Geçmişte de, yıllar yıllar önce bir dönemde kentte yapılan kazı çalışmaları var! Çok yeterli olmasa da bugünlere ışık tutmuş en azından!
‘Osmaniye Müze Müdürlüğü’nün bir organizasyonu bu…
‘Faris Demir’ başkanlığında yürütülen çalışmalarda kısmi manada kente ilişkin bilgi ve buluntular ortaya çıkarılmış! Ancak bugün dahi eldeki bilgiler, antik yerleşimin geçmişine dair son derece az saptamalara ışık tutabilecek düzeyde…
‘Kastabala’da agora yapısı ne yazık ki çok ortada değil. Antik bulgular yok derecesinde?
Yapılaşma belli, ama buluntuların az olması bu değerleri günümüze taşımak adına sınırlı katkı sağlıyor!
Agora tarihte bir kentin nefes alma yeridir. Ticaret burada şekillenir ve kentler buranın başarısı ile zenginleşebilir!
‘Kastabala’da I.S. 200’lerde ‘Sasani’lerin; İmparator ‘1. Hapur döneminde hakimiyeti görülür…
I.S. 300’lerin sonlarına doğru ‘Balbinos’un işgalinden söz edilir…
Roma döneminden kalanlar özellikle bu kenti bize anlatıyor!
Kente ilişkin kamu binalarına ilk harcın, ‘Severuslar’ döneminde atıldığı ifade edilir!
Bu dönem gerçekten ilginç; ‘Septimius Severus’a işaretli… Roma İmparatorluğu döneminde 2. Y.Y. sonu ile 3.Y.Y. başlangıcı gibi düşünmeli!
‘Adana’ ile ‘Osmaniye’ sınırındayız! Az bilinen bir antik kentimize tanıklık ediyoruz! Buraya özel araç ile gelmek lazım! Ulaşım biraz sorunlu! Altyapı ne yazık ki yeterli değil?
Kazıların sınırlı olması ve doğal koşullar neticesinde çıkarılabilen eserlerin azlığı buraya geniş ölçekte kaynak aktarma adına bir sorunun olduğu gerçeğini ortaya koyuyor!
Oysa buraya Çukurova’nın Efes’i diyenler var! Acaba? Evet büyük bir yerleşim olduğu gözler önünde. Ne var ki aynı söylemi ANAVARZA için de duymuşluğumuz vardır? Her iki antik kentimizde de inşallah en kısa zamanda kazılar tamamlanır, biz de gerçeğe ulaşırız! Diğer yandan tabi büyüklüğüne göre değişir ama ortalama bir antik kentin en az 30 yıl kazılması gerektiği hep konuşulur?
Mesela kentte tiyatronun hemen karşısında bir ‘Roma hamamı’ kalıntısı mevcut! Ne yazık ki sadece levhasından algılıyoruz hamam buluntusunu! Oysa çok daha farklı bulgular ile ortaya konması, sayısız ziyaretçinin ilgisini çekecektir!
‘Kastabala’ adının geçtiği en eski yazıt, kentin yaklaşık 20 km. kuzeyinde! İlginç; yazı ‘Aramice’. Bunun da kesin araştırılması lazım!
‘Kilikya Bölgesi’nden elde edilen yüzey buluntuları, I.O. 2.nci 1000 ile Roma İmparatorluk-Geç Roma Dönemleri arasında farklı dönemlere tarihlenmiş!
‘Kastabala’nın I.O.1. Y.Y.’a ilişkin ‘Roma İmparatorluk’ dönem arkeolojisi ise henüz yeterince araştırılmamış?
I.S. 5.Y.Y.’a tarihlendiği tahmin edilen Kuzey ve Güney Kilise kalıntılarında elde edilen bilgiler, döneme az da olsa ışık tutar nitelikte…
‘Osmaniye’ ilinin 12 km kuzey-kuzeybatısında, ‘Cevdetiye-Karatepe’ yolu üzerinde, ‘Kesmeburun’, ‘Bahçe’ ve ‘Kazmaca’ köylerinin ortasında, ‘Ceyhan (Pyramos)’ nehrinin yakınlarında küçük bir ovaya hâkim kaya çıkıntısı üzerinde yükselen Ortaçağ kalesi çevresinde gelişen antik bir kent burası…
Buraya araçsız gelecek konuklar için; Bahçe, Kesmeburun veya Karatepe köylerine ait köy dolmuşları ile ulaşım söz konusu…
Kültür ve Turizm Bakanlığı desteği ile, Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi ‘Prof. Dr. Turgut Hacı ZEYREK’ başkanlığındaki bir ekip tarafından 2009 yılından itibaren yürütülen kazı çalışmaları sonucunda antik kentte; I.O. 5-1. Y.Y. ile I.S 1-6. Y.Y. ve sonrasında 13-15. Y.Y.’da yaşamın var olduğu tespit edilmiş!
‘Kastabala’da günümüze kadar gelebilmiş kalıntıların tamamı ‘Roma İmparatorluk’ Dönemi’ne ait.
Hep deriz ya yine az bilinen, çünkü geç fark edilen ve az kazılan bir antik yerleşkedeyiz. O nedenle çekimlerimiz de, sınırlı bilgilerimiz istenen düzeyde değil…
Ve; yabancı turisti bırakın, yerli halk bile neredeyse bilmiyor ‘Kastabala’yı? Bu bizim ülkemizin ayıbı… Umarım kısa zamanda çalışmalar çoğalır bilinirlik artar ve ‘Kastabala’ hak ettiği statüye kavuşur!